Şimdi bir yolun başındayız birlikte. Hoşgeldik.
Düzlükleri uzun yokuşları belirsiz bir yol bu. Bazen yağmur da yağıyor, ayakkabılarımız çamurlu.
Dümdüz bir yolda kolayca yürürken yolun tam ortasında bir şey görüyoruz, bulunduğumuz yerden bakıyoruz o şeye önce, sonra herkes farklı bir yerine geçiyor, farklı yerlerden bakıyor, evet hala tam olarak anlayamadık ama ilk baktığı yerden bakmıyor kimse, yol aynı bizim yönümüz değişmeye başlıyor biraz. Yönümüz biraz değişince yeni şeyler de görüyoruz o yolda. Bazıları gerçekten burada olmamalı diyoruz ama onları da kaldırıp atmıyor kimse, yavaş yavaş anlamaya çalışıyor, inceliyor. Farklı yöntemler geliştiriyoruz bunun için. Bir taş görmüşüz yolda ve taşın resmini yapıyoruz önce. Allah Allah, şarkılar yazıyoruz taşa. Yok hala düzelmedi, yolun ortasında duruyor taş, artık kaldırıp atsak mı diyor birileri? Ama beklemek de heyecanlı bir yandan, taşın üzerine uzun uzun konuşuyoruz. Ne taşmış…
Sabahları spor yapıyoruz hem yokuşlara hazırlık hem düz yolda olanları daha iyi anlamak için… Düz yolda olanları nasıl anlıyoruz soğukta spor yaparak ben de bilmiyorum, zaten yoldaki taşa şiir de yazdık, resmini de yaptık taşın. Ama düz yoldan hala geçemiyor birileri, şimdi anlıyorum derdimiz bu sanırım.
Düz yoldaki her şeyi alıp kaldırsak artık herkes rahatça geçebilir mi? İlk anda belki diyoruz ama ya bu taşlar yeniden gelirse? Nereden geldiklerini anlamak lazım, neden geldiklerini… Belki gelmekte çok haklılar diyip başka yollar aramak lazım, yok belki oturup ikna etmek lazım şimdi bütün bu taşları…
Sonunda herkes farklı bir yerinden farklı bir şekilde bakıyor bu taşa, kimi taşla oyun oynuyor kimi filmini çekmeye başlamış, kimi boyamaya başlıyor taşı… Çok farklı renklerde gözümüze çok farklı görünüyor artık. Hep birlikte yapınca bunu rengarenk bir resim oluyor, üstelik ortak bir amacımız var, bir sürü fikir çıkıyor ortaya, artık düz yollarda daha emin yokuşlara daha hazırlıklıyız. Ayakkabılarımızdaki çamurları silmiyoruz, bize hep o taşları, o yolları, birbirimizi hatırlatsın diye…
Yazar: Gökçe Babayiğit
Leave a Reply
You must belogged in to post a comment.